Kitap yorumları ve tanıtımları.

15 Ocak 2018 Pazartesi

Kargalar Meclisi - Leigh Bardugo (Six of Crows #1)


KİTABIN ARKA KAPAK YAZISI

İntikam duygusuyla yanıp tutuşan bir mahkûm. 
Bahis düşkünü bir keskin nişancı. 
Ayrıcalıklı hayatını geçmişte bırakan bir kaçak.
Hayalet ismiyle tanınan bir casus. 
Hayatta kalmak için sihir kullanan bir cellat. 
Ve hepsini bir araya getiren kaçış uzmanı bir hırsız
 
6 Tehlikeli serseri 1  imkânsiz görev
 
Bu ekip büyük bir felaketi önleyebilecek tek seçenek, tabii önce birbirlerini yok etmezlerse.

KİTAP SAYFA SAYISI : 528


KARGALAR MECLİSİ KİTAP YORUMU

Normalde kitap kapağına, sayfalara vb. şeylere çok fazla önem vermem. Kitap elime geldiğinde sayfa düzeninden, kitap kapağına, cildine ve kitabın başındaki haritalara bayıldım. Herhangi bir basım hatası, imla hatası ve ya buna benzer bir şeye de rastlamadım. Kitap -bana göre- harika bir şekilde basılmıştı. Novella Dinamik gerçekten çok güzel bir kitap yapmış bizler için :) 

Kitabı ilk okumaya başladığımda olayın içine girmekte biraz zorlandım. Özellikle bu dünyanın nasıl bir yer olduğunu kavramaya çalıştım. Muhtemelen yazarın daha önceki serisi The Grisha ' ı okumadığım için diye düşündüm ama sayfalar ilerledikçe hikayeye ve kitaptaki dünyaya alıştım. Kitabı araştırırken de bir önceki seriyi okumadan direkt bunu okuyabileceğimizi görmüştüm, gerçekten de bir eksiklik yaşamadım.

Kitap pek çok karakterin anlatımı ile yazılmış. Bölüm başlarında kimin gözünden anlatıldığı yazıyordu. Kaz'ın ağzından anlatılsa dahi bir başka karakterin duygu ve düşünceleri de yer yer oluyordu. Ben anlatımı bu yönden sevdim ama bazen yoğun bir ilgi gerektiriyordu bu durum. Zaten yoğun olduğum bir dönem okumaya çalışıp, başaramamıştım ve tamamen vakit ayırabileceğimi farkettiğim an kitaba başladım. Okumayı düşünüyorsanız en azından siz de bu şekilde yaparsanız hem daha iyi algılar, hayal eder ve daha çok eğlenebilirsiniz.

Kaz, ekibini işin ucunda çok fazla para olan; neredeyse imkansız ve çok tehlikeli bir görev için toplar. Bir bilim adamı grisha'ları aşırı derecede güçlü hale getiren bir toz bulmuştur. Bu tozun ve formülün peşinde olan pek çok insan vardır. Fakat bilim adamı Buz Saray'da rehin alınmıştır. Buz Sarayı'na girmek ne kadar imkansızsa çıkmak daha da imkansızdır. Kaz, bir tüccarla anlaşma yapar ve ekibini toplar. Ekipte birbiriyle alakasız insanlar vardır ve hepsinin güçlü yönleri olduğu kadar, zayıflıkları da vardır. Hepsinin ortak noktası ise hayatta kalma iç güdüleriydi bence. Ben bu altı serseriyi de çok sevdim. İçlerindeki şeytanları yendikleri zaman gerçekten çok tatlı ve canayakın olabiliyorlardı :) Hatta buz dağından farksız Kaz bile zaman ilerledikçe erimeye başladı. 

'Yas yok. Cenaze yok.''

Kitabı okuyanların çoğu Kaz'ı çok sevmiş, okuyup bitirdikten sonra nedenini daha iyi anladım. Kaz'ın topallaması kitapta, zamanında bir iş sonucunda çatıdan atladıktan sonra bacağını kırması ve kemiğin yerine düzgünce kaynaşmaması diye aktarmış yazar ama teşekkür yazısında ''Dejeneratif bir hastalığım var: Osteonekroz. Kelime anlamı olarak 'kemik ölümü' olarak çevrilebilir.'' diyerek başkahramanına benzer özellikler verdiğini anlatıyor. 

Benim en sevdiğim karakter ise Inej idi. Bizim küçük Hayalet'imiz. On parmağında on marifet ve Fıçı'daki her şeye rağmen kalbinin güzelliğini korumuş, güçlü bir kahramandı. Onun olduğu bölümleri okumayı gerçekten sevdim. Neredeyse her olay karşısında bilgece bir sözü oluyordu ve Kaz'ı afallatabilecek tek kişi oydu.

''Nereye doğrultacaklarını bilmedikten sonra
silahın ne kadar büyük olduğunun bir önemi yok.''

Benim puanım : 5/5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder