KİTABIN ARKA KAPAK YAZISI
Karısı Nic’i trafik kazasında kaybetmiş, küçük bir adada sakin bir kitabevi işleten, tekdüze bir hayata sıkışmış bir adamdı A.J. Fikry. Hayatına anlam katan tek şey kitaplarıydı. Ta ki bir gün, sahip olduğu kitabevine küçük bir kız çocuğu bırakılana kadar…
Maya, gözlerinden zekâ fışkıran sevimli bir kız çocuğu. A.J.’nin hayatına girdiği günden itibaren onu neredeyse bambaşka bir adama dönüştüren bir sihirbaz. A.J., Maya ile birlikte yeniden sevmeye başlıyor; sevilmeyi, gülmeyi, bir başkası için üzülmeyi, ilişkiler için çaba sarf etmeyi yeniden öğreniyor.4
Maya, gözlerinden zekâ fışkıran sevimli bir kız çocuğu. A.J.’nin hayatına girdiği günden itibaren onu neredeyse bambaşka bir adama dönüştüren bir sihirbaz. A.J., Maya ile birlikte yeniden sevmeye başlıyor; sevilmeyi, gülmeyi, bir başkası için üzülmeyi, ilişkiler için çaba sarf etmeyi yeniden öğreniyor.4
KİTAP SAYFA SAYISI : 299
HUYSUZ KİTAPÇI FİKRY'NİN İNANILMAZ HİKAYESİ KİTAP YORUMU
Yukarıdaki başlığı yazdıktan sonra farkettim, uzun bir kitap ismi :) Kitabı açar açmaz ilk sayfada yazanlar hem şaşırttı hem hoşuma gitti:
''gel hadi,cananım
gel taparcasına sevelim birbirimizi
kimse kalmayıncaya kadar
ikimizden başka''
RUMİ
Eğitimini Harvard Üniversitesi'nde tamamlamış bir yazarın, kitabının ilk sayfasında Rumi'den alıntı yapması ne kadar hoş bir şey. Bu kitap yazarın sekizinci romanıymış.
A.J. Fikry aslında Hint asıllı ama Amerika'da doğup büyümüş, doktorasını; karısının doğduğu Alice Adası'na kitapevi açmak için bırakmış bir adam. Fikry karakterine bayıldım, Huysuz olması beni hiç etkilemedi; aklındakini direkt ağzından çıkarması, zor beğenen biri olması bence ona çok yakışıyordu.
Her şey Fikry'nin Timurlenk ve Diğer Şiirler adlı kitabının çalınmasıyla başlıyor. Kitap çalınıyor ve Fikry iyice her şeyden ümidini kesiyor artık kapılarını bile kitlemez oluyor. Bir gün kitapevine yirmi beş aylık bir bebek bırakılıyor:Maya.
Maya,Fikry'nin bambaşka bir versiyonu gibi ama Fikry'den farklı olarak o huysuz değil aksine çok tatlı bir yapıya sahip. Maya, Fikry'nin hayatına girdikten sonra onun buzlarını çözmeye başlıyor.
Kitapta Ismay, Amelia, Memur Lambiase ve Daniel Parish gibi birçok renkli karakter var. Yazarın her bir karakter tahliline bayıldım, okudukça sanki onlardan biri gibi olmuştum. Kitapta anlatılan her bir olayın, kitap ilerledikçe başka olaylarla bağlantısı çıkıyor; kitabın konusu basit görünüyor ama aslında daha derin bir anlatımı ve konu ilerleyişi var. Kitap hiç sıkıcı değil gayet akıcı ve eğlendirici.
''Maya, biz sevdiklerimizden ibaretiz.Biz sevdiklerimiziz.''
''Biriktirdiğimiz,edindiğimiz,okuduğumuz şeyler değiliz.Bizler,burada bulunduğumuz
süre boyunca yalnızca sevgiyiz.Sevdiğimiz şeyleriz.Sevdiğimiz insanlarız
ve bunlar,bence bir tek bunlar gerçekten hayatta kalıyor.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder