Kitap yorumları ve tanıtımları.

7 Haziran 2018 Perşembe

Oasis - Eilis Barrett (Oasis #1)


KİTABIN ARKA KAPAK YAZISI

Yakın bir gelecekte, bir virüs insan ırkını yok olmanın eşiğine sürükleyecek. Kontrol girişimlerimizden daha hızlı yayılan hastalığın getirdiği çaresizlikle çöküşe sürüklenen bir toplumda, ayakta kalan son şehir yaşamayı başaranların umut ışığı olacak. Dış dünyadan etrafını çeviren duvarlarla ayrılan insanlığın son kalesi bu şehrin adı Oasis.
 
İktidarın ne pahasına olursa olsun uygulamaya başladığı güvenlik politikası şehir sakinlerinin yaşamını yeni ve tekinsiz bir yolculuğa sürükler. Böylesi bir dünyaya gözlerini Seylan Şehri'nde bir Safkan olarak açan Quincy Emerson, yedi yaşında Oasis'in tüm gençlerine uygulanan genetik teste tabi tutulur. Test sonucu Quincy'nin potansiyel virüs taşıyıcısı olma ihtimali barındıran genetik işaretlere sahip olduğunu gösterir. Ailesinden koparılarak Oasis'in alt sınıf gençlerini barındırmak üzere inşa edilmiş acımasız Uzak Bölge Yurtları'na gönderilen Quincy'nin hayatı, fiziksel şiddet, ayrımcılık ve elektrik santralindeki beden işçiliğinin inanılmaz yorgunluğundan oluşan bir rutine dönüşür. 
 
Fakat Oasis'in duvarları ardında bir şeyler kök salmakta ve Quincy'i alıp götürmek için hazırlanmaktadır. Kaderin genlerde yazmıyor olma ihtimali yepyeni dünyalara bir kapı açar.




KİTAP SAYFA SAYISI : 368


OASİS KİTAP YORUMU

İlk önce size yazar hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Kendisi on iki yaşında kitap yazmaya karar verip, iki sene içinde iki kitabını tamamlamış. On beş yaşında ise kitapları için sözleşme imzalamış. Irish Tatler tarafından ''Geleceği İnşaa Eden'' isimler arasında gösterilmiş. Birkaç kaynakta farklı şeyler yazsa da ülkemizde 2018 Martta yayınlanan ikinci kitabında yazarın şu an on sekiz yaşında olduğu belirtilmiş.

Yazarın kitabı on dört yaşında tamamladığını düşünürsek kitap hakkında çok beklentim yoktu. Konusunu okuduğumda ve yazarın yaşını öğrendiğimde okumayı çok istedim. İkinci kitabın ülkemizde yayınlandığını öğrendiğimde hemen kitapları sipariş edip, okumaya başladım. Elime aldığım gibi bir solukta okudum.

Kitapla ilgili hoşuma giden şeyleri sıralamak istiyorum:
1-Bize saç baş yolduran ergen saçmalıklarının olmamasıydı. Kendisinden yaşça büyük yazarların, genç yetişkin romanı yazarken bu hataya sık sık düşmelerini düşünürsek; takdiri hakettiğini düşünüyorum.
2- Karakterler, yaşam koşullarına göre uygun bir şekilde yazılmıştı. Başkahramanımız Quincy'i ele alırsak: Yedi yaşında ailesinden alınıp, Uzak Bölge Yurtları'na gönderiliyor. On sene boyunca hayatta kalma mücadelesi ile kimseye güvenmemesi ve kendinden başka kimseyi düşünmemesi gerektiğini öğreniyor. Bu kurallarını ihlal ettiğinde başına gelecek şeyleri de okurken görebiliyoruz :)
3-Betimlemeler gözümde canlanabilir derece açıktı -çevirmenin payını da unutmayalım- Dış Mıntıka, İç Mıntıka, Seylan Şehri ve ya Kuleler; yazar bunlar gibi mekanları hayal edebilmemiz için gerekli bilgileri bize sunuyordu.
4-Konu bilindik bir şey olabilir fakat önemli olan olay döngüsüdür benim için. Bu konuya benzer pek çok film çekildi, bir sürü kitap yazıldı; bu kitap ise özgün bir şekilde anlatılmıştı.

Kurduğumuz bağlar, acıyla birlikte yok olmuyor,
aksine daha güçleniyordu.

Ufak tefek tahmin edilebilir detaylar vardı ama tadımı kaçırmadı. Kitapta minnoş bir romantizm esintisi vardı ama hayatta kalma üzerine daha çok ağırlık verilmişti. Bu durum bize daha çok macera olarak geri döndü. Kısacası ben çok severek okudum, hiçbir kıyaslama yapmadan okursanız sizin de seveceğinizi düşünüyorum. :)

Benim puanım : 5/5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder