Kitap yorumları ve tanıtımları.

28 Haziran 2018 Perşembe

Cress - Marissa Meyer (The Lunar Chronicles #3)


KİTABIN ARKA KAPAK YAZISI

Daha ufacık bir kız çocuğuyken, cadı onu ne kapısı ne de merdiveni olan bir uzay uydusuna hapsetti.
Gelecekte bile,
KULEYE HAPSEDİLEN GENÇ KIZLAR VAR...

Cress, Cinder’ı Kraliçe Levana’nın hain planlarından haberdar etmek için her şeyi göze almıştı. Ancak ufak bir sorunu vardı. Çocukluğundan beri, hapsedildiği bir uyduda yaşıyordu ve ona eşlik eden tek şey internet bağlantılı ekranlardı. Elinde yalnızca bu ekranlar olunca, Cress’in de efsanevi bir hackera dönüşmesi kaçınılmazdı.
Bütün Dünya; Cinder, Kaptan Thorne, Scarlet ve Wolf’un peşindeydi. Onlar ise Levana’nın planlarını altüst etmek için Cress’i esir tutulduğu uydudan kurtarmaya ant içmişti. Ancak bir şeyler ters gitti ve ekip üyeleri uzayın ortasında birbirlerini kaybetti. Kraliçe Levana ise hiçbir şeyin İmparator Kai ile düğününü engellemesine izin vermemeye, dolayısıyla Cinder’ın peşini bırakmamaya kararlıydı.

Cress, Scarlet ve Cinder, Dünya’yı kurtarmaya gönüllü olmamıştı.
Yine de Dünya’nın tek umudu Cress, Scarlet ve Cinder’dı.


KİTAP SAYFA SAYISI : 546


CRESS KİTAP YORUMU

''Gelecekte bile, kuleye hapsedilen genç kızlar var.'' cümlesi ile anladıysanız bu kitabımızın başkahramanı Rapunzel'di :)

Cress yedi senedir dünya yörüngesine yerleştirilmiş 200 metre karelik bir uyduda tek başına yaşamış. Senelerce Levana için bir sürü siber işe imza atmış. Cinder'a ilk kitapta yardım ettiğini biliyoruz ama meğer Cress bizim haberimiz olmadan Cinder'a pek çok yardımda bulunuyormuş zaten. Orijinal  Rapunzel masalındaki haydut erkek kahramanımız bu kitapta Thorne idi. Bu minik sevimli detay çok hoşuma gitti. Aynı şekilde Thorne ve Cress arasındaki konuşmalarda cidden çoğu zaman güldüm.

Elbette Cinder ile ilgili bölümler de vardı. Üçüncü kitapta Cinder'ın iyice olgunlaştığını; tüm olan biteni kabullenip, çözüm odaklı düşünmeye başladığını çok net hissettim. Bu kitapta boyundan büyük işlere kalkıştığı yerlerde nefes alamadan okudum :) Ve IKO! Keşke onun gibi bir android arkadaşım olsaydı. Iko'nun yazılımına ölürüm ya çoğu insandan daha çok insan. Keşke Iko, Pinokyo gibi bir masalla replika edilip gerçek insan olabilseydi :)

Hem Scarlet'te hem de Cress'te bölümler arası geçişler çok dengeliydi. Diğer tarafta ne olduğunu merak ediyordum ama bu merak beni boğmadan yazar bölüm geçişi yapıyordu. Her şey o kadar güzel anlatılmış ki Winter'ı bitirdiğimde ne yapacağım hiçbir fikrim yok.


Benim puanım : 5/5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder